İçeriğe geç

Hakikatli roman okumak istiyorsanız, Murat Gülsoy’un romanlarını yazıyorum reçetenize

Nisan 13, 2024

Edebiyat ve kitap doktoru bu fakir, böyle diyor. Murat Gülsoy gerçekten hakikatli romanlar yazıyor. Roman gibi romanlar… İç içe geçmiş romanlar… Kaliteli romanlar… Enfes romanlar…

Yazının başlığı reçete gibi oldu. Uygun olsun diye, esprili bir giriş yaptım yazıya.

Murat Gülsoy’dan beş roman okudum. Dört tanesini çok beğendim. Evet, sadece beğenmek değil, çok beğendim. Gerçekten hakikatli bir yazar…

İyi bir roman okumak istiyorsanız, mutlaka Murat Gülsoy’dan da okumalısınız!…

*

Murat Gülsoy’un ‘Karanlığın Aynasında’ adlı kitabını okudum.

Ve, çok beğendim.

*

Ayda bir tane, Murat Gülsoy romanı okumaya çalışıyorum. Murat Gülsoy’un okuduğum romanları haricinde, onunla hiçbir tanışıklığım yok. Şeklini şemalini, yani yüz tipini bilmem, bilmezdim. Romanlarından duruşunu biliyorum; kaliteli bir aydın duruşu… Neyse biz meseleye gelelim. İki hafta önce, Murat Gülsoy’un ‘Karanlığın Aynasında’ adlı kitabını temin ettim. Ekim ayında okumak için. Pek çok insanın telefonunda Twitter uygulaması yüklüdür. Çok etkileşim alan tvitlerin bazılarının bildirimi telefona düşer. Tvit bildirimlerinde takip sınırlaması yoktur. Varsa da bende ayarlı değil. Bildirimler genelde takip etmediğim hesaplardan gelir. Daha bir hafta olmadı. Murat Gülsoy’un attığı tvitin bildirimi geldi. Merak edip açtım. ‘Otuz yıldır görev yaptığım Boğaziçi Üniversitesi’ne bugün alınmadım,’ diye yazmıştı Murat Gülsoy. Akşam da haberde izledim. Sonra bir şey fark ettim. Sırada okuyacağım Murat Gülsoy kitabının adı, Murat Gülsoy’un yaşadığı şu son durumu ne de güzel tanımlıyordu. Böylelikle, ekime Murat Gülsoy kitabıyla başlamaya karar verdim.

Korelasyon, yani kitabın adıyla Murat Gülsoy’un başına gelen şey arasında bağlantı kurmak bana ait. Kitabın konusu daha naif, daha kaliteli…

*

‘Karanlığın Aynasında,’

Can Yayınları’ndan çıkıyor. Türü, roman. Sayfa sayısı, 229.

*

Kitabın arka kapak yazısı:

Benliğimizin sınırlarını kimi kez gönüllü olarak kay-bederiz kimi kez istemeden. Sadece bir başkasıyla değil, bizi saran dünyayla da kucaklaşma, bir başkasında erime çoğu kez bir haz duygusuyla özdeşleştirilir. Oysa acının sınırları tam da burada başlar. Murat Gülsoy, bir origami ustası gibi, düz bir kâğıtla başladığı anlatısını katman katman çoğaltarak kahramanlarının ironik dünyasının kederle malul hikâyesini kuruyor. İki boyutlu sandığımız bir dünyanın karanlık dehlizlerine doğru ilerlerken yaklaşmakta olanı hissetmeyişimize şaşırıyoruz. Yarım bir hayatı sol göğsünün üzerindeki akrebin çizgilerinde saklayan bir kadınla aşkı bulduğunu sanan bir adamın yollarının kesiştiği yerde oluşan karanlık yüzeyden yansıyan görüntüleri anlatıyor roman: birbirinin içinde eriyen bedenler, çocukluk korkularında büyüyen genç kızlığın uçucu kıpırtısı, aklın puslu manzaralarında belirip kaybolan umutlar, deliliğin onulmaz dehşeti, karşıtına dönüşmeye hazır duygular, algılar ve hayaller… Karanlığın Aynasında bir solukta okunan ve insanı içine çeken bir girdap-roman.

-Mustafa Yıldırım – 04.10.2023

From → Uncategorized

Yorum Yapın

Yorum bırakın